Özel Hastanede Hekim Olmak: İşçi mi Patron mu? – Özgür Canoler

Yazıda kullanılan görsel Türk Tabipleri Birliği Özel Hekimlik Kolu ve Ankara Tabip Odası’nın düzenlediği etkinliğin duyuru görselidir.


Geçtiğimiz 2 Şubat tarihinde Türk Tabipleri Birliği Özel Hekimlik Kolu Ankara Tabip Odası’nda “Özel Hastanede Hekim Olmak: İşçi mi? Patron mu?” başlığında sempozyum düzenlendi. “Özel Hastanelerde Hekimlerin Özlük Hakları Var mı?” konusunda sunum yaptım. Hem kendi sunumumu ve sempozyumdan önemli bulduğum notlarımı aktarmaya çalışacağım.

Hepimizin bildiği gibi 1980li yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Politikası (SDP) ve neoliberal dönüşümün (Dünya Bankası, IMF öncülüğünde) temelleri atıldı. Ülkemizde de bu değişim ANAP hükümeti ile ilk adımları atıldı. Yeterli bir ivmelenme olmadı fakat buna rağmen politikaların temelleri için çalışmalar, planlamalar yapıldı.

AKP ile 2002 yılında SDP’de ivmelenme yaşandı, yaşanıyor. Kamu sağlık finansman kurumları 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında birleştirildi. Ayrıca 2009 yılında özel sağlık kurumları ile SGK hizmet alım sözleşmeleri başladı. Böylece kamu özel sağlık kurumlarını finansman kaynaklarını aktarmaya başladı. Hekimler için ise SDP sonucu özlük haklarında erozyonun başlamasına neden olmuştur.

Özel sağlık kurumlarında çalışan hekimleri içine alan, 2016 yılındaki torba yasa değişiklikleri ile olmuştur. Sonuçta hekimler için 4A’dan 4B’ye geçişler kurumlar tarafından dayatılmaya başlandı. Bunu desteklemek için aldatıcı söylemler geliştirildi: “Sen işçi misin?”, “Şirket sahibisin özlük hakkına gerek yok”, “Patronsun istediğin gibi çalışırsın”. Bu söylemler “sıkıntı yok” izlenimi yarattı, zaman geçtikçe yaşanan sorunlar hepimize “yok artık” dememize neden oldu.

Kaybolan özlük haklarının en başında evrensel ve ulusal çalışma yasalarından yararlanamama gelmektedir. Başlıca hak kayıpları:  

  1. İş güvencesi kaybı: Yarın aniden iş kaybı olabilir veya süre sonunda sözleşmenizi yenilemiyoruz denebilir. Bir günde hastaneye girişi engellenen birçok hekim ne yazık ki oldu.
  2. Ücret güvencesi kaybı: Ciroya göre ücretlendirme, çalıştığın kadar ücret alma, hak ediş altında belirsiz ücretlendirme mevcut.
  3. Kurumun rasyonel olmayan beklentilerine maruziyet: Hızlı hasta bakma, daha çok sayıda hasta bakma, poliklinik, girişim, operasyon sayılarını arttırma söylemleri.
  4. Şirketleşme yükümlülükleri eklenmesi: Hekimlerin büyük çoğunluğunun bilmediği alan. Mali müşavir, maliye hükümleri, vergi takibi gibi ilave işler karşımıza çıkıyor.
  5. ÖrgütlenemeME: Tek şansımız özel hekimlerin Tabip Odalarına üyeliğin zorunlu olması. Buna rağmen 4B statüsü işçi sayılmadığı için sendika üyeliği ve sendikal haklarda kayıplar oluyor.
  6. Hukuki süreçlerde İş mahkemeleri yerine Ticaret mahkemeleriile hukuki süreçlere giriliyor. Neyse ki hukuk sürecinde uzun süreli soluklarla illiyet bağı kurularak işçi bağı sağlanabiliyor.

Özel sağlık kurumlarında çalışanlar için en önemli sorunlardan biri de “Esnek Mesai” veya ”Esnek Çalışma” söylemidir. Acil durumlar dışında hasta (müşteri) var ise mesai devam eder. Olası talepler ve ihtiyaçlara cevap vermeniz beklenir. Haftalık çalışma saati yönetmeliklerde 45 saat belirtildiği halde çoğunlukla bunun üzerinde çalışma gerekiyor. Fazla mesai ücreti veya izni 4B olduğu için yok. Cevap olarak da “zaten hak ediş alıyorsunuz” geliyor.

Hekimler için farkındalığı az olan diğer bir hak kaybı da sağlık sorunları:

  1. Statü olarak 4B ye hastalık, operasyon sırası sonrası istirahat raporu düzenlenmiyor. Hastalık durumunda doğal olarak ciro veya hak edişiniz düşecek, aldığınız ücret azalacaktır.
  2. Hem de branşınızda tek hekim iseniz hasta iken zorunlu çalışmak durumunda kalabilme ihtimali doğuyor.
  3. Maluliyet durumu 4Bli de 1800 iş günü prim tamamlanması gerekir. İş kazası durumunda maluliyet hak kayıpları olabilir.
  4. Uzun süreli işten ayrılmayı gerektirecek hastalıklarda ücret alamama, işten çıkarma, işsizlik gibi sorunlara neden olmaktadır.
  5. Kadın hekim çalışanlarda gebelik izinleri, doğum öncesi sonrası izinler, süt veya emzirme izni süreçleri çeşitli sorunları içermektedir.

İzinler, özel sağlık kurumlarında çalışanlar için ayrı bir handikap nedenidir. Çünkü mazeret izniniz yoktur. Bu önemli bir sorundur. Senelik izinde hak ediş veya cironuz düşer ki kamu hastanelerinde performans ücretlendirmesi bile düşmektedir. Bilimsel veya kongre izinleri de aynı sorunları içerir. Ücretsiz uzun süreli izin almak nerede ise imkansızdır.

Emeklilik sorunları zaten ülkemiz için önemli bir problemdir. Birde özel hastaneden 4B statüsünde emekli oluyor iseniz ciddi hak kayıpları ile karşılaşıyorsunuz. Öncelikle kıdem tazminatı veya emeklilik priminiz yok. SGK prim farklılığı nedeniyle Bağ-Kur emekli ücret ödemeleri oldukça düşük. SSK ve Emekli Sandığı kurumları arasında en düşüğüdür ve nerede ise üçte birinden azdır.

Sağlık bakanlığı hekim kadrolarını hastaneye vermektedir. Kadroyu işgal ederek çalışan hekim olduğu halde kadro sahibi hastane olması çok manidardır.

Hekimin yan dal veya üst dal uzmanlık alanlarında sağladığı özel hizmetlerin ücretlendirilmesi veya hak edişlerin belirli kuralların olmaması, piyasacı anlayışa veya yönetimin tutumuna bırakılıyor.

Şiddetten arındırılmış ortamların yetersizliği, iş ve işçi sağlığı konuları da ayrı bir başlıkta ele alınması gereken sorun yumaklarıdır.

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hekimlerin çalışma statüsüne bağlı kalmakta 4B tamamını öderken, kamu veya SSK (4A) statüsünde olanlar yarısını kendi diğer yarıyı kurumları ödemeleri gerekir.

Yukarıdaki bölümleri ben anlattım. Bundan sonraki sıralayacağım konular benim önem verdiğim noktalar:

  1. Sağlık Bakanlığı Özel Hastaneler Yönetmeliğini 2002 yılından en son 30 Ocak 2025 yılına kadar 46 kez değiştirmiştir.
  2. Bir hukukçunun yorumu “Bu kadar çok değişiklik kanunu, kanunsuzlaştırmaya neden olabilir.”
  3. Hukuki süreçlerin çok uzadığı ve yönetmelik değişikliklerinin sık olması hukuki süreçleri aksattığı dile getirildi.
  4. Özel hastane yönetmeliklerinde bu kadar sık değişiklik yapılması, özel kurumların ihtiyaçlarına göre düzenlemeleri uygulamaya sokmuştur.
  5. Hekimleri 4B statüsünde çalıştırmak taşeronlaşmaya neden olmuştur.
  6. Yeni çıkan yönetmelik ile 4A ile çalışma zorunluluğu görünmektedir.
  7. 4A ile çalışmak Emekli Sandığından emekli hekimler için emekli maaşında önemli miktarda azalmaya neden olacak.
  8. Mücadele ve örgütlenme önem arz ediyor. Bireyselliğin arttığı günümüzde örgütlenme karşısında en önemli sorun olarak görünüyor. Örgütlenmede genç hekim grubuna ulaşılması da ayrı bir önem taşıyor.
  9. SGK’nın özel sağlık kurumları ile anlaşmalarının kaldırılması kamucu sağlık sistemine dönülmesi savunuldu.
  10. Hekimlerin haklarını korumak için Tabip Odaları ile irtibatta olmaları, aktivitelere katılmaları, odalarından hukuki destek almaları belirtildi.
  11. Maliye usulleri ve vergilendirmeler tartışıldı. Yıllık kazanç üzerinden çalışma şekilleri (şirketleşme, serbest meslek ve çalışan olarak) tartışıldı hesaplamalar yapıldı. Avantaj ve dezavantajları vergi uygulamaları, prim uygulamaları ile sunuldu.

Tüm sunumlar Ankara Tabip Odası YouTube kanalında “Özel Hastanede Hekim Olmak (İşçi mi? Patron mu?)” başlığında bölümler halinde izlenebilir.